Meyhane : Nat Geo Episode 1

On November 3, 2012

Deha ; İlk defa geldiğimiz, hoş bir mekan. Can Baba’nın Sevgi Duvarı ve Attila İlhan’ın Haliç’te bir vapuru vurdular’ının gölgesinde masamız… Neler konuşuldu neler. “Onlar”ı andık, siyasete uzandık. Olağan Şüpheliler’i ilk izlediğimiz zamanlara gittik. Yani ömrün gençliğine döndük. Anlatacak, yazacak çok şey var. Yani gençlik layığıyla yaşanmış.
Birkaç kelime de buraya dair. Mezeler güzel. Cevizki kabak, uskumru marine, peynirli köz patlıcan yenmeli. Karides güzel. Kalamar, zinhar tadılmamalı 🙂
Ha bir de… Dostlarla olmak bir ayrıcalık. Yıllar geçtikçe anlıyor insan…

Didi ; Çok uzun zaman olmuştu dostlarla görüşmeyeli… Çok uzun dediğime bakmayın; sevgimiz yüreğimizden taştığından en kısa ayrılıklar bile bize uzun gelir oldu. Yoğun temponun arasında bize en çok nefes aldıran işte bu dostlarla verilen molalar…
Bu arada mekanın her anlamda hakkını vermek lazım; özellikle Oto ailesinin ince elenmiş sık dokunmuş incelemesi sonucunda her anlamda tatmin edici bir yer. Bizi yine şaşırtmadılar. Ve (ki bağlaçla cümleye başlamayı hiç sevmem ama) bir ay sonraya yapılan Kızılcahamam programı da bir sonraki görüşmeyi planlamak anlamında yüreklere su serpti. Bu arada haftaya da tiyatrodayız! Ne kadar şanslıyız biz böyle 🙂

Baykal ; Oto çiftiyle uzun zaman sonra ilk buluşma. Uzun zaman dediğim de 2-3 ay, daha fazlası değil yani. Oto çiftinin National Geographic dergisinden bulduğu bir liste ile geldik buraya. Şans ya aha şimdi Hemşin türküsü geliyor dışardan. Ne de olsa biz de birazcık Hemşinli daha doğrusu Çamlıhemşinli sayılırız. Oğuz ve Gürkan’a selamlar… Nerede kalmıştık… Normal insan NG’den aslan ayı genel kültürü edinir, bizimkiler meyhana listesi edinmişler. Böylelikle geldik ilk durak olan Kadıköy Meyhane’ye…
Osman’ın önerdiği gibi uskumru marine nefisti, ortam Attila İlhan ve Can Yücel Baba gölgesinde keyiflendi. Biraz da uzun süre görüşmemenin etkisiyle eskilere kadar gittik. “Onlar”ın kuruluşuna kadar; Nambır Van günlerine, vs…
Neyse sayfa bitiyor; özlemişiz be dostlar, uzatmadan ikinci durağa uzanalım…
Ne demişler: Dostluğa!

Ve ben ; Kadıköy Meyhane ile başlayan gecenin 3. Durağından bildiriyorum. Saat 02:00 suları. Atlamadan, 2. durak kokoreççi -ki dadından yenmezdi-, ve son durak sıcak bir çay bahçesi. Gecenin başında demiştik yaşı aşkın büyükler gibi “nicedir görüşemedik dostlarla” diye. Harbiden öyle oldu maalesef. Neyse ki dağ dağa yine kavuşamadı ama biz bize kavuştuk.
Mekan güzel. Ufak, samimi, sıcak, otantik… Yediklerimiz leziz. Dostların belirttiği gibi kalamara soru işareti? Ama NG’in ekinde önerilen patlıcan (ki ben sevmem), uskumru ve cevizli kabak enfes! Hamsi-istavrit tava da doğru tercih. Son noktayı koyan türk kahvesi de mmm 🙂 Fiyatlar uygun. Gecenin günahı 185 tl. Bizim gibi ufak dost grupları için kesinlikle tavsiye edilir. Çok mu çok isabet bir karar oldu ne 🙂 Yedi, içtik, sohbet ki ne sohbet… Ben bizzat bıraksan memleketi kurtaracaktım. Herşey dostlarla güzel…
Daha nicelerinde görüşmek üzere!

Yorumlarınız için

Your email address will not be published. Required fields are marked *