Let it snow!
Ve yılın ilk karı yağar… Evet bu sene geç kaldı, evet çoktan zamanı geldi ama zor işte ya çalışırken! Hele de evinle işin arası 80 km ise 🙁 Sıcak ofisten tv izler gibi dışarıda lapa lapa yağan karın manzarasını izlemek muhteşem, ama ya sonrası? Çoktan başladık mesela İK’dan gelecek “Hava, yol, … sebebiyle bugün servisler 16:00’da kalkacaktır.” mailini beklemeye 🙂
Her şeye rağmen güzel… Ne de olsa beyaz, ne de olsa saf… Sanki her şeyin üstünü kaplayınca bembeyaz bir sayfa açacakmış gibi. Hele de şimdiki gibi yılın son günlerinde yağan kar, daha da bir vurguluyor yeni yepyeni bir yılın başlamak üzere olduğunu… Gerçi bu yıl daha önümüzde 21.12.2012 gibi bir muamma var ama olsun 😛 Şaka maka yarın bir devrin bittiği gün olacak. Yıllardır insanların merakla beklediği, hikayesi ve efsanesi bol, üzerinde yazılmayan çizilmeyen kalmayan o Maya takvimi esrarı son bulacak. Kehanet anlamında insanoğlunun büyük bir boşluğa düşmesi kaçınılmaz 🙂
Neyse, biz meteorolojik konumuza dönelim. Kar tek başına anlamlı değil ama bizim hayatımızda. Doğu için medeniyetten kopmak, Batı için saatlerce yolda kalmak, tüm Türkiye için çile çekmek, ama modern ülkeler için sadece mevsimsel bir doğa olayına tanıklık etmek… Çocuklar için eğlence, çalışanlar için tatil potansiyeli, ev kuşları için ayrı bir keyif, kayak severler için spor zamanı, direksiyon başındakiler için gergin anlar, evsizler için yaşam mücadelesi… Ve benim gibiler için ise en çok da buzda yürüme fobisi 🙂 Demem o ki, herkes için başka bir şey bu kar. Düşünüyorum da beyaz değil de siyah yağsa ne kadar farklı olurdu psikolojisi, her yer simsiyah… Düşüncesi bile kötü! Peki ya canlı bir renk olsaydı; sarı, pembe ya da mavi? Kış gibi olmazdı o zaman. Belki daha eğlenceli olurdu havadan pamuk şeker yağıyormuş gibi 🙂
Şu dakikalarda giderek yoğunlaşıyor. Yapacak bir şey yok, en az zararla en çok eğlenceyle bu yılki kar döneminin de sırasını savmasını bekleyeceğiz.
Herkese bol şans! Bu manzara fon müziksiz gitmez diyenlere Let it snow !!!
