Gökçeada : En Batı

On July 12, 2012

Daha yaz tatiline var. Ama deniz-kum-güneş üçlemesini de fena özledik 🙂 Yakınlarda bir yere gidelim dedik. Hatta kocacığım yine Gökçetepe olsun diyerek beni ikna etti. Deniz olsun yeter dedim, arıza çıkarmadım 🙂 Yola çıktık. Baktım güzergahta bir gariplik var. Hatta baktım feribottayız. Anladım ki yine bir süpriz kurbanıyım! Bozcaada’dan sonra eksiklenmesin diye Gökçeada’ya çeviriyoruz yelkenleri 🙂

Kalacağımız yer Aydınlık (Kefaloz) Plajı’nda Sardunya Beach Club adlı bir mekan. Sahil kenarında, sörf okuluna sahip, bunglow tarzı rengarenk ahşap evleri olan sıcak bir yer. İşletmecisi bayan çok misafirperver. Kızı ve birkaç yakını da kendisine yardımcı. Aile ortamı yani. Kendi plajı, şemsiye ve şezlongu mevcut. Denizi süpper. Dolu olmasına rağmen kafa dinlemek için ortam gayet müsait. 1 yıllık bir mekan zaten, düzeni oturtmaya çalışıyor. Kesinlikle Gökçeada için doğru bir tercih.

 

Su yeşili renkli bungalowumuza yerleştikten sonra kumsala atıyoruz kendimizi. Ayların özlemiyle denizde keyifli bir gün geçiriyoruz. Akşama doğru hazırlanıp keşfe çıkıyoruz.

untitled

Restaurantların Kaleköy Limanı’nda konumlandığını bilerek önce gözümüze akşam yemeği için güzel bir mekan kestirmek amacıyla birkaç yeri gezip bilgi alıyoruz. “Son Vapur Limanda” isimli buram buram Ege kokan bir Rum restaurantını gözümüze kestiriyoruz. Mezeler özgün, yöresel ve özel şaraplar mevcut. Rezervasyonumuzu yaptırdıktan sonra adanın önemli Rum köylerinden olan Tepeköy’ün (Angridia) yolunu tutuyoruz. Adı üstünde tepede bir köy. Manzara muhteşem. Bir Oto klasiği kaçınılmaz: gün batımında şarap! Gün batımı da gün batımı ama 🙂 Zamanlamamız da mükemmel, her saniyesine tanık oluyoruz. Daha sonra köydeki Çınaraltı piknik alanında bulunan 625 yıllık çınarı yakından inceliyoruz. Gerçekten yüzyıllar yatıyor ifadesinde. Artık akşam oluyor, yemek zamanı!

Son Vapur’da cadde üzerinde yerimizi alıyoruz. Mekanlar oldukça dolu. Sofra zengin; deniz levrek, balık pastırma, kalamar, güzel bir salata, bir-iki meze ve yanında adanın en özel şaraplarından Barba Yorgo şarabı. Ziyafet, ortam, muhabbet süper. Gece gerçekten tam bir ada gecesi…

Ertesi sabah bir seans daha deniz keyfi yaparak dönüş yoluna giriyoruz. Dönüş turunda dikkatimizi ufak bir pastane çekiyor. Efibadem Kurabiyeleri. Un kurabiyesini zaten severim, orjinal geliyor ve bir kutu alıyoruz. Dediklerine göre 6 ay bozulmadan kalıyormuş. Bizimki 6 gün beklemez o ayrı 🙂

efi

Böylece haftasonu mini yaz tatili son buluyor. Gökçeada büyük ama bakir bir ada. Doğru zamanlama yapıldığında mutlaka görülmesi lazım. Ülkemizin en batı yerleşkesinde olmak da ayrı bir keyif 🙂

Yorumlarınız için

Your email address will not be published. Required fields are marked *