Denge : Kurmak zor!

On January 2, 2013

Bebeklikten çocukluğa, çocukluktan yetişkinliğe, öğrencilikten çalışma hayatına, bekarlıktan evliliğe, bireylikten ebeveynliğe… Her geçiş aşamasında vardır bir denge gerekliliği!

Önce yürümek için dengede durmamız gerekir. Sonra bisiklet, 4 ya da 3 tekerlekliden 2 tekerlekliye geçerken düşe kalka öğreniriz denge kurmayı. Sonra okul başlar, oyun bitmez, ama ödevlerle oyuncaklar arasında denge kurmalıyızdır. Okul bitip çalışma hayatı başladığında haftaiçi ile haftasonu arasında bir yaşam dengesi şart olur! Evlenince özgürlüğümüz ile birlikteliğimiz arasındaki dengeyi kurmak zaman alır 🙂 Bir de çocuk oldu mu üstüne, başlar iyi polis kötü polis kovalamacası, tabi bir de ne zaman ebeveyn ne zaman arkadaş gibi davranmak lazım karmaşası…

Ama tüm bunların arasında öyle bir denge var ki; o da iş hayatı ile özel hayat dengesi. İşte bu en popüleri! Neden mi popüler? Çünkü diğerleri ya güdüsel ya da zorunlu olarak bir şekilde kuruluyor. Ama bunu kurması zor, gerçekten… Ben de inanırım şahsen “Herşey sende başlar.”, “Çare siz’siniz” gibi okları kendimize çeviren felsefelere. Ama bu işte yalnız değiliz maalesef. Yönetici(leri)niz, çalışan(lar)ınız, zorunluluklarınız var bazen – hatta çoğunlukla.

Ne var ki denge yoksa bu ikisinin arasında, terazi genellikle işten yana ağır basıyor. Çünkü çalışmanın sonu yok. Ne şirketi, ne ülkeyi ne de dünyayı kurtarmayacaksınız ama bazen o havaya sokuyorlar insanı 🙂

Bu dengeyi kurabilmek için bir hayatınızın olması şart. Arkadaşlarınız, özel zevkleriniz, kendinize ayırdığınız zaman… Bunlar önemli, tabi ki kaliteli oldukları sürece. Ben kendi adıma bu konuda hep başarılı bulmuşumdur kendimi. Çünkü önemini sindirmiş ve etkilerini uzuuunca zamandır gözlemlemiş durumdayım. Evet, aralarında denge kurmak şart. Ama günün sonunda hayat başarısını hesaplamak istediğinizde aritmetik değil ağırlıklı ortalama alınması ve özel hayat başarısının ağırlığının yüksek olması gerektiğine inancım sonsuz. İş hayatı başarısı size güç, statü ve para olarak dönebilir (ki dönmüyorsa o zaman başka denge problemlerini irdelemek lazım 🙂 ) ancak önemli olan olurda birgün bunların hepsini kaybedecek olursanız arkada kalacak ve gerekirse baştan başlayacak bir “siz” ve bir “hayat” olmasıdır…

8

Bu dengenin önemini hayatta önemli yerlere gelmiş, kıymetli tecrübeler edinmiş birçok değerli insandan dinleyebilirsiniz. Çünkü gerçekten başarılı olan aslında onlardır. Ben de geçenlerde  T. Boone Pickens, Jr.’ın sanıyorum en son TED Event’lerden birinde yaptığı konuşmanın videosunu izledim. İş-yaşam dengesine biraz fizyolojik açıdan yaklaşan önerisini çok beğendim. Gençlere diyor ki; “Günde 8 saat çalışın ve 8 saat uyuyun. Ama dikkat edin bu ikisi aynı 8 saat olmasın!” Aslında Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini de destekler bir denge bu. 8 saat uyu: Fizyolojik gereksinim / 8 saat çalış: Güvenlik, Saygınlık ve Kendini Gerçekleştirme gereksinimleri / 8 saat yaşa: Ait Olma, Kendini Gerçekleştirme ve Güvenlik gereksinimleri. İşte herşey tamam!

Tamam ama becerebilene 🙂 Özellikle uyku konusunda dengeyi haftasonları hariç kurabildiğimi söyleyemem. Sabah 06:30’da evden çıkıp akşam 19:30’da eve girmek durumunda olan biri için (yukarıda bahsettiğim zorunluluk mevzusu) aksini düşünmek mümkün değil 🙁 Burada uyku ile yaşam dengesi gerekiyor işte, onu da kendimce idare etmeye çalışıyorum 🙂

Şimdilik benden bu kadar. Unutmayın, denge “siz”siniz 🙂

Yorumlarınız için

Your email address will not be published. Required fields are marked *