Ayinesi İştir Kişinin, Lafa Bakılmaz…

On January 10, 2013

Atalarımız bunu söylerken çok büyüklük etmişler, üstünde uzun uzun düşünülesi bir söz… Ama bilememişler dünya nasıl hızla değişecek, X’i, Y’si, Z’si bir sürü kuşak gelecek, insan kaynakları dediğin şey doğru “kişi” için kendine her geçen gün farklı formüller bulacak… Evet iştir kişinin aynası, ama lafa da bakılır, diplamasına da, çevresine de, sanal kişiliğine de, yeri gelir sadece fotoğrafına bile bakılır…

Bazen bunları bir tanesi yeter doğru elemanı seçmek için. Bazen birkaçı aynı anda olmazsa olmaz. Ne zaman, niye, hangisine bakılacağını önce o dönemin trendi sonra da varılmak istenen sonuç belirler. Farklı dönemlerde ya da farklı amaçlarla seçilen eleman olmaya çalışan birçok kişinin de tecrübe etmiş olacağı birkaç örneğe göz atalım…

 

  • Lisans eğitimi: Hiç bir zaman gözardı edilmez. Sadece ağırlık katsayısı profesyonel tecrübenin artmasıyla birlikte azalır.diploma Eskiden çok daha fazla firma bu konuda sınırları çok keskin hatta takıntılı iken artık giderek daha ılımlı bir hal almaya başladı. Ülkemizdeki üniversite sayısı 2012 itibariyle 168’e merdiven dayamışken bu konuda katı olmaya devam etmek biraz acımasız olur gerçekten 🙂

 

  • Yüksek lisans eğitimi: Sonradan arttı popülaritesi. İlk başlarda gerçekten anlamlıydı belki. Çünkü gerçekten bilgi seviyesini veokul eğitim düzeyini arttırma amacıyla devam ediyordu insanlar eğitime. Tercih edilen yüksek lisans programları da katma değerliydi, sıkıydı. Buradaki tek sıkıntı şu, devlet üniversitesinde yapmak isteseniz genellikle aynı anda çalışma hayatınızı da sürdürmeniz çok kolay olmuyor. Özel üniversiteler bu konuda çok daha esnek iken (haftasonu ve akşam derslerinin yoğunluğu) o zaman da insan ister istemez sorguluyor bu kadar parayı bu eğitime yatırsam bana dönüşü ne kadar olur hatta olur mu? Zaten zamanla üniversite sayısı gibi yüksek lisans program sayısı da hızla arttı. Üstüne bir de yurtdışı imkanları da kolaylaştı. Sonra ne oldu? Amacı olan da, iş bulamayan da, askerliği ertelemek isteyen de, sırf gösteriş olsun diyen de… Yani isteyen herkes bir şekilde yüksek lisans diploması alır oldu. Böyle olunca da arasında “gerçek” olanları elemek zorlaşınca, bu kriter de eski havasını kaybetmeye başladı…

 

  • Hobiler: Aslına bakarsanız doğru değerlendirildiğine emin olsanız gerçekten insan hakkında önemli tüyolar veren bir alan.hobby Çünkü kişiye özel, kişiliğe özel. Eğitim alınır, bitirilir; ama hobi için emek ve vizyon lazım. Bu nedenle daha çok profesyonel, kurumsal ve uluslararası şirketler için anlamlı. Ama hobilerin de ömrü CV piyasasının olgunlaşması ve insanların bu alanın sırrını keşfetmesiyle son buldu. Neden? Çünkü herkes incelediği CVlerde gördüğü hobileri kopyala yapıştır yapmaya başladı. Çok fazla didikleyen olmayınca da birkaç süslü lakırdı ile hobisini görüşmelerde sahiplendi ve büyü bozuldu. Konunun tüm uzmanları bas bas öyle yapmayın diye bağırıyor. E ama burası Türkiye: hepimiz kitap okumayı, sinema ve tiyatroya gitmeyi severiz. Kayak, tenis, dalma, vs. mutlaka birisi vardır sporculuk portföyümüzde. Üzerine dans, seyahat, fotoğrafçılık falan da serpiştirince CV spesyalimiz hazır 🙂

 

 

  • Referans: Bu alan aslında gizli kahraman 🙂 Ve her zaman bir şekilde bu filmde rolü olacak. Eskiden “Hamili kart yakınımdır.”kart havası hakimdi daha çok. Yani profesyonel değil kişisel referans daha çok iş yapardı. Hala da öyle. Dünyanın birçok yerinde. Ama bizde birazcık ( 🙂 ) fazla! Şimdi biraz biraz gerçek referans ön planda. Birçok firma üşenmeden tek tek arayıp referanstan detaylı bilgi alıyor aday hakkında. Her firma ya da her pozisyon için anlamlı değil belki bu. Ancak bazı durumlarda kesinlikle yapılmalı. Aman dikkat: referans yazılan kişiler mutlaka haberdar olsun bu durumdan ki kaş yaparken göz çıkmasın 🙂

 

  • Sosyal medya: Geldik günümüzün ennn popüler kriterine 🙂 Artık kobisi, kurumsalı, yerlisi, uluslararası, sorsanız tüm insansosyal kaynakları sosyal medya avcısı! Yalan da değil. Facebook+Foursquare+Linkedin profilini birleştir bir adayın al sana akademik ve profesyonel geçmiş+hobiler+referanslar+CV’de bulunamayacak daha bir çok şey bir arada. Malzeme toplaması kolay, olmasına da profesyonelce yorumlanmazsa tüm malzeme çöpe de gidebilir. Gerçi artık bunun da kuralları oluştu baya baya. Ne tür şeyler paylaşırsan prim yaparsın, neleri ve kimleri takip edersen hanene artı puan yazılır, aktif bir sosyal medyacı olduğunu göstermen için ne sıklıkla yorum yapman ya da profil güncellemen gerekiyor… Hepsi az çok biliniyor. Sindirilmesi ve sırlarının çözülerek herkes tarafından uygulanır olabilmesi için daha zaman var. Gerçi ne olursa olsun günümüz gerçekliklerinde CV’den çok daha fazla şey söylediğine inanıyorum sosyal medyanın. Bu nedenle mutlaka başvuru kaynağı olmalı birçok firma ya da pozisyon için. Ne aradığınızı bilip öyle karar vermek lazım yani bu aracı kullanmaya. Yavaş yavaş sosyal medyada da taşlar yerine oturacak ve tüm bilgi kirliliğinden arındıktan sonra temiz ve zahmetsiz bir kaynak olarak hizmet etmeye devam edecek. Bakalım o zaman yerini hangi bilgi kaynağına bırakacak 🙂 

 

Bu konu çok derin… Sonuçta insandan bahsediyoruz, bir formülü bir yazılımı yok. Ben de konunun uzmanı değilim 🙂 Sadece okuduklarımı yaşadıklarımla derleyip paylaşmak istedim. İnsanı tanımak, doğru tanımlamak zor. Hele de hakkında karar vermek için sadece bir CV ve birkaç görüşme şansımız varsa. Kaldı ki CV sadece ilk 6 saniyede belli ediyormuş kendini! Mümkün olduğunca tüm bilgi kaynaklarını sentezleyerek değerlendirmek lazım. Hangilerini, ne zaman, ne kadar… bunun doğrusu yok. Tek doğru, sadece birine odaklanılırsa insan basite indirgenmiş olur ki doğanın en kompleks canlısı olarak doğasına aykırı 🙂

Doğru değerlendirmek ve değerlendirilmek dileğiyle…

Yorumlarınız için

Your email address will not be published. Required fields are marked *